(به زبان تركی تركیه)
EBULFEZ ELÇİBEY
Prof.dr. Ebulfez elçibey
EBULFEZ ELÇİBEY
Kendi Anlattıklarından
Hayatı
Azerbaycan'ın Ordubat bölgesinin Keleki Köyünün Halil Yurdu
Yaylasında 1938 yılı Haziran ayında doğdum. Babam, Aliyev Kadirkulu Merdanoğlu
Rus-Alman savaşında hayatını kaybetmiş.
Eğitim-öğrenimime Unus
ilkokulunda başladım. Yedi yıl süreli ilk eğitimimin ardından Ordubat şehrinde
M.T. Kutsi I nolu orta okulunda okudum. Yedi yıllık ilköğrenimimi tamamlayıncaya
kadar en büyük arzum doktor olmaktı. Ona öğrenimime başladığımda Tarih ilmine
ilgi duydum. Toplumu anlamak benim için çok ilgi çekici idi, Marks'ın
Kapital'ini okumaya başladım. Bize yaptıkları propaganda da Kapital'i dünyanın
şaheseri olarak tanıtmıştılar. O dönemler okuduğumda Kapital'i tam anlamıyla
kavrayamamıştım. Öğretmenlerim ve öğrenci arkadaşlarım beni haklı olarak alaya
alıyordular.
Küçük yaşlarımdan başlayarak oruç tutardım, (gizli olarak
tuttuğum dönemlerde oldu ki, öğretmenler bilmesin) Bazen annemle birlikte namaz
da kılıyordum.
9-10. sınıflarda iken Mir Cafer Bağırov'u savunduğum için
birkaç defa öğretmenler odasına çağrılıp bu düşüncelerimden vazgeçmem
istendi.
10. sınıf öğrencisi iken, Azerbaycan Devlet Üniversitesi'nde
Şarkşünaslık (Doğu ilimleri) Fakültesi açılacağını öğrendim. Nizami, Hakanı,
Fuzuli ve diğer şairlerimizi daha doğru anlamak amacı ile söz konusu fakülte
sınavlarına hazırlandım. 1957 yılında Azerbaycan Devlet Üniversitesi'nin
Şarkşünaslık Bölümüne (o yıllarda Filoloji Fakültesi'nin bünyesinde idi) Arap
Filolojisi uzmanlığına girdim.
Üniversitenin II. ve III.. sınıflarında
okurken tarihi-siyasi konulara daha çok ilgi duymaya başladım. Birkaç öğrenci
yoldaşım ile birlikte milli siyasi konularda ateşli tanışmalara başladık. Bizde
böyle bir fikir oluştu ki, halkımız köle, vatanımız ise sömürgedir.
Bu
sohbetler Alim Hasayev, Malik Mahmudov, Rüstem Eminov, Mehdi Ağalarov, Rafık
Ismailov, Abbas Musayev ve Zakir Memedov ile aramızda geçiyordu. Azatlık uğrunda
mücadele etmeye söz verdik - elbette amatör ruhla başlayan mücahitler olarak.
Ancak profesyonel mücadele yollarını da arıyorduk.
Üniversitenin V.
sınıfında iken aramızda Arap dilini iyi derecede bilen Malik Mahmudov ile Malik
Karayev bir yıl süre ile Irak'a pratik için gönderildiler. Onlar bir yıl sonra
döndüklerinde Malik Mahmudov ile siyasi mücadelemizi devam ettirmemiz konusunda
ciddi karara vardık ve bir meramname (program) hazırladık. Meramname hakkında
yalnız beş kişi bilgi sahibi idi. Ben takip eden süreçte yaklaşık iki yıl
(1963-64) Mısır'da tercüman olarak çalıştım. Mısır'da bulunduğum ortam,
siyasiler ile ilişkilerim bana çok önemli kazanımlar sağladı. Hatta orda bîr iki
kez Türkiye ve ABD Büyükelçiliklerine giderek birileri ile tanışmak istedim.
Ancak çekindim. Kendimce bu karara vardım ki, ben onlarla ilişki kurar isem
sorun doğar, halkıma güven sarsılır, onları yurt dışına bırakmazlar. Mısır'da
bulunduğum süre içerisinde yabancı siyaset adamları (belki de istihbaratçılarla)
hiçbir temasımın olmamasına çalıştım.